Sunday, October 7, 2012

Google'de Yüksek SEO değeri nasıl kazanılır.



5 dakikalık kısa bir video. İngilizce anlatılmış. Videoyu ksinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Google'de Yüksek SEO değeri nasıl kazanılır sorununa bir nevi cevap buluyorsunuz. Tabii ki 5 dakikalık bir video'da bütün taktkleri anlatmak imkansız ama önemli bir meseleyi ele almış.

Book marking sitelerinin listesini elde edebilirsiniz. Bu bookmark sitelerinin bir kısmının PR değeri yüksek. Bu bağlamda Google'de sitenizin gerek PR değetini yükseltmek , gerekse SEO çalışmalarınıza ivme kazandırmak adına videoda denildiği gibi, söz konusu sitelere tanıtım makalesi yazarak sitenizin Google SEO gelişiminde katkıda bulunabilirsiniz.

Google Panda SEO



Özgünweb tarafından hazırlanan Google Panda SEO'su hakkında bir video. İlgimi çekti. Sohbet tarzı Google SEO hakkında bazı ipuçları bulmanız mümkün.

Google SEO adına konuşulanların çoğu fındık kabuğunu doldurmuyor ama ip uçları verme noktasında videoyu izlemenizi tavsiye ederim.

Bu tür videolarda şuna emin olunki kesinlikle SEO çalışması yapan kişiler başarılı oldukları SEO taktikleri kullanım süresi geçene kadar asla paylaşmazlar:) Kullanım tarihi geçtikten sonra paylaşırlar.

Bu şeye benzer, backlink kasan programları sitelerinde paylaşan ama kendi siteleri için bu programları asla kullanmayan yöneticilere

SEnuke XCr SEO Software Bedava ve KUllanımı



İnternette dolaşırken teadüfen uzun zamandır aradığım SEnuke XCr SEO 'nun videosuyla karşılaştım. Uzun zamandır bur Google SEO programının peşinde koşuyordum ve bu gün buldum. 14 gü kullanma süresi olan videoyu siteden indirmeniz mümkün. Yalnız resmi sitede 14 günlük bedava kullanım yazısı yalan. Sizi böyle kandırarak sisteme üye yapıyorlar ve daah sonra bir hesap girerek programı satın almanızı istiyorlar.

Senüke gibi Google SEO düşmanı programların kullanılmıasına en baştan karşıyım. Böyle programlar güvenilir değil ve spamdan başka işe yaramazlar. Sitenize zerre kadar fayda vermez. Özellikle Google Penguen güncellemesinden sonra bu tür zarar verici spam programlarını kullanmanızı tavsiye etmiyorum.


Vkontakte Türkiye Girişi


Ülkemizde malesef vkontakte sitesine giriş yasaklandı. İşte bu yüzden bu videoyu hazırladık. Vkontakteye nasıl girebilirim? diyorsanız videoyu sonuna kadar izlemelsiniz. DNS ayarları yapılarak artık Türkiyeden vkontakteye girmeniz çok kolay.

Vkontakte engelini bu videoyu izleyerek aşabilirsiniz.

Ayrıcabazı DNS ler artık çalışmıyor, bir zahmet dns listesine bir bakın.
Google'den güncel DNS diye arama yapın.

Ayrıca bununla alakalı www.kefline.com dageniş makale yayınlanmış.

Google SEO üzerine yaptığımız bu çalışmalar çerçevesinde buna benzer videolar göndereceğiz.

Saturday, October 6, 2012

Rusya Hakkında Bilmeniz Gerekenler


1998 yılının son baharında  Moskova Şeremetova havalimanına indiğimde beni ilk karşılayan hayatımın en korkunç soğuğuydu. Hayatımda bu kadar  üşümemiştim doğrusu.

Uçakta Rusya hakkında çok şey düşünmüştüm, ilk defa gidiyordum Rusyaya ama aklımda hep Amerina filmlerinden kalan bilgiler vardı Rusya hakkında.Sovyetler Birliği, Kızıl Ordu, Kızıl Meydan, Komunizm, Atom Bombaları ve olumsuz ne varsa herşey. Şimdi düşünüyorumda o ilk uçak yolculuğunda Rusya ve Rus halkı hakkında olumlu 1 tane bile düşünce yoktu. Ayrıca Ruslar bizim can düşmanımızdı bunuda düşünmüştüm. Asık suratlı insanlar beni bekliyordu şimdi.

Moskova’da bir gün kaldıktan sonra 6 yılımı geçireceğim OMSK yani Sibirya’ya gittik. OMSK’un daha önce bazı muhaliflerin Sürgün yeri olduğunu öğrendiğimde bir kez daha hayal kırıklığına uğramıştım. Korkularım tarifsizdi. Tek kelime Rusça bilmiyordum. Derdimi anlatamıyordum, kendimi ifade edemiyordum bu durum bu düşman ülkede bulunmak beni dahada korkutuyordu.
OMSK’a geldikten 1 hafta sonra Omsk devlet Üniversitesinde eğitimime başladım. Maddi olarak imkanım olmasına rağmen, bir daire kiralamadım  Rus öğrenciler gibi üniversitenin yurduna yerleştik. Bir kaç Türk öğrenci daha vardı.
Yurt’da kalmak için bazı eşyalar ihtiyacımız vardı, masa, sandalye, yatak v.s . Bunları aldık ve bir kamyonla yurda getirdik. İlk şoku burada yaşadım, biz daha kimseye birşey söylemeden, diğer Rus öğrenciler biri masayı aldı, diğeri sandalyeyi, birisi taşıdığımız yatağın bir tarafından tutum 2 kata kadar taşıdırlar. Şok olmuşdum. Bunun sadece Türkiye’de olabileceğine inanıyordum. Bize yardım edenlere Rusça teşekkürler bile diyemedim çünkü Rusçayı bilmiyordum ama aslında içimden geçen onlara sarılıp çoook teşekkürler demekti.

Artık üniversiteye başladık. Rusça öğreniyorduk , sınıfta Türk öğrenciler ve hatırladığım kadarıyla bir yabancı daha vardı. İlk Rusça öğretmenimiz Tatyana Hanım sınıfa girdiğinde ayağa kaltık ( aslında her desrte bunu yapardık) Tatyana Hanıma şok  oldu. Anladığımız kadarıyla bize neden ayağa kalktığımızı sordu. Tarzanca, hareketlerle ve sözlüklerle  anlattık. Türkiye’de bize böyle öğrettiler, büyüklerimiz ve öğretmenlerimiz geldiğinde küçükler ve öğrenciler bir saygı ifadesiyle ayağa kalkar. Bulunduğunuz yer, Üniversite bile olsa farketmez.

Tek kelime Rusça bilmememe rağmen, Ruslarla anlaşıyordum ve hoşuma gidiyordu. İlk Rus arkadaşım Srgeydi, bize dili öğrenene kadar çok yardımcı oldu, sonra Dima,  sonra Katya, daha sonra Aleksandır derken arkadaşlarım çoğalıyordu. Ama bu düşma ülkenin insanlarına mesafeliydim.
6 aylık dil eğitiminden sonra yaz tatilinde Türkiye’ye geri döndüm.  Ülkemi inanılmaz özlemiştim. 2 ay Türkiyeda kaldığım o yaz Omsku ve Rusyayı hiç özlemedim hatta Omska istemeyerek geri dödüm. Sadece bazı arkadaşlarımı birazcık özlemiştim.

Omsk geri döndüğümüzde artık Rusça bilen ve Tecrübeli bir insan olarak eskisi gibi korkmuyordum. Bu sefer Moskovadan Omska uçakla değil Trenle gittik. Daha maceralı olsun diye. Kaldığımı kupede bir şair vardı. Omska kadar giden yol nasıl bitti anlatama, muhabbet o kadar güzeldiki nerdeyse 40 saatten fazla süren yol 40 dakika gibi geçti. Ondan sonraki bütün yıllar yolculuklarımı hep trenle yaptım.

Rusyada’ki ikinci yılımda kafamdaki tabular ve olumsuz düşünceler devam ediyordu. Nede olsa Rusya ve Ruslar bizim düşmanlarımzıda.
1 sınıfta artık Rus arkadaşlarımızın sayısı artmıştı, onlarla maçlar yapıyorduk, kayaklara gidiyorduk, bayramlarını kutluyorduk, hayatımda ilk defa orada doğum günü hediyesi almıştımJ Bir arkadaşım bir kağıda güzel bir resim çizmiş ve doğum günün kutlu olsun yazmış. Çok basit birşeydi ama benim için çok önemliydi aradan 12 yıl geçmesine rağmen hala saklarım.
2.3.4.5 sınıf derken artık diyebilirimki Rus halkının içinde yaşayan Rus toplumunu ve kültürünü iyi analiz eden birisiydim. Artık diyebilirimki Rus kültürünü ve insanlarını, tepkilerini, düşüncelerini, hislerini, tarihlerini, toplumsal yapılarını, değerlerini iyi biliyordum. ‘’ Suç ve cezayı ‘’ Rusça okuduğumda oradaki betimlemeler, anlatımlar, daha önce okuduklarımdan çok daha güzeldi. Dostoyevskiyi, Tolstoyu, Puşkini artık kendi dillerinde anlıyorum. Onların o kitapları yazarken hissettiklerini anlayabiliyordum.  Kısacası dünyaya bir Rus gibi bakabiliyordum. Bu çok önemli. Bir toplumu anlamanız için o toplumun penceresinden hayata ve olayalara bakmayı başarmalısınız. Yani abartı olmasın 2004 yılında Omsk Devlet üniversitesinden diplomamı aldığımda artık öyle bir seviyeye gelmiştimki, artık Rusları ne Rus kültürünü anlamayı bir kenara bırakın Rusyadaki soslay, politil, kültürel sorunlara karşı fikir, öneri bule sunabiliyordum.

İlk Kırılma Noktası: Yanılmıyorsam 4 sınıftaydık. Bir gün bir haber üniversiteyi şok etti. Marina ismindekı bir sınıf arkadaşımız ve onun bir kız arkadaşı cinayete kurban gitmişlerdi. Cenazesine gittik. Rusyada ilk defa bir cenazeye katılıyordum. Evin kapısının önüne geldiğimde iki kızında annelerinin yürek yakan çığlıkları sarmıştı her tarafı. ‘’ Çiçeklerim’’ diye haykırıyordu Rus anne.  Ciğerim sökülüyordu. Sanki. Türk toplumunda bir erkeğin toplum içinde ağlaması güçsüzlük olarak yorumların. İçeriye doğru ağlamak diye birşey duydunuzmu hiç? Gözyaşları dışarıya doğru akar. O Rus annelerin  ‘’çiçeklerim’’ haykırışları arasında gözyaşlarım içeriye doğru akıyordu, yüreğime doğru. Çünkü benim kültürüme göre ağlayamazdım.Tarifi imkansız bir acıyı Rusça hissediyordum. Tek tesellimiz katilin yakalanmış olmasıydı.
İkinci Kırılma Noktası: Bu olaydan 1-2 ay sonra, sınıfta başka bir arkadaşımız tafik kazasında hayatını kaybetti. Acımasız sürücüona çarpıp kaçmıştı. Bir süre kmada kaldı Olga ve hayatını kaybetti. Yine bir cenaze törenindeydik ve yine tarifi imkansız acılar. Gerek Marinanın gerekse Olganın ailesi bizi onları anma gününde özellikle davet ettiği. Bizde gittik. Olganın evinde acılar 4 bir tarafa yayılmıştı sanki. Zor şartlar altında yaşadığı belliydi, sıradan bir ev , nedendir bilmem onların evinde Raskolnikov’u hep hatırladım. Tolstoyun, Dostoyevskı’nin kitaplarında betimlediği evlerden birindeydim sanki.

Bu olaylar bende büyük etki bıraktı ve kendimi toparlamam 1-2 ayı aldı. Bu düşüncelerle bir gün şehir merkezine giderken, marşrutta insanların yüzüne baktım ve aklımdan şöyle geçirdim.
-          Şu 40 yaşlarında düşünceli adam muhtemelen bir baba, çocukları var. Çocuklarını ve ailesini geçindirmek için çalışıyor galiba, akşam evine gidecek. Eşi ve çocukları akşam onu bekliyor olak.
-          Hemen onun yaınında yaşlı bir teyze, belkide artık torunları var.
-          Şoför, bizi taşıyor, hayatını şöförlük yaparak kazanıyor, çocuklarının okuması için çalışıyor.

İyide, herşey Türkiye’deki gibi. Fakat anlamadığım birşey var. Bu insanlar neden benim düşmanım?
Mesela şu karşımda oturan amca neden benim düşmanım ?
Bu soruların cevabını daha sonra buldum.
Bazı Önemli Olaylar:
Galatasarayın UEFA kupasını aldığı yıl maçı izlemek için uydu anteni olan arkadaşın evine gittik. ( Rus kanalları maçı vermiyordu)  OMSK’un Amur denilen bir mahallesindeyiz. Gece 2-3 gibi arkadaşımızın evinden çıktık. Şehir merkezinden uzak bir yer. Taksi bulamıyoruz. Hava soğuk. Yoldan geçen hiçbir araba durmuyor. Bir araba durdu önümüzde bir polis arabası. Ne aradığımız sordularJ?  Onlara durumu anlattık. Bizi tebrik ettiler ve arabayla yurda kadar bizi bıraktılar.

Yine bir gün, kışın üniversiteden çıkıp yurda gidiyordum. Üniversiteyle yurt arasında büyük bir park vardı, kışın Sibiryada hava çok erken kararır ve genelde karanlık olduğunda yurda gitmek için parktan geçmezdim. Ama park kestirme yol olduğu için o gün karanlık olmasına rağmen o yolu kullandım. Yolun yarısındaydım ki, karşımdan gelen 17-18 yaşlarında bir genç, ansızın elindeki poşetten çıkardığı silahı göğsüme dayadı. Ben dondum kaldım. Sadece ne istiyorsun? diye sordum. Cevap korkunçtu. –Seni öldürmek. Hiçbirşey demedim, diyemedim. Sağ elimle silahı hafifce yan tarafa ittim ve arkama bakmadan yürümeye devam ettim.
3. sınıfta daha önce hiç karşılaşmadığım  kara kara insanlar görünmeye başladı Omsk Devlet Üniversiyesinde. Ama hem hareketleri, hemde giyim tarzları Türklere benziyordu. Ceketi omuzlarına koymuş, giyinmemiş. Ayakkabılarının topuk kısmı kıvrılmış, yani terlik gibi giyinmiş ayakkabıyı. Elinde tesbih. Yanına gittim , Türk olup olmadığını sordum. Ermeniyim dedi. Dostluğumuz böyle başladı. Hala görüşürüz.
Moskova’da havalimanına giderken kiraladığımız taksinin sahibi bizimle Türkçe konuştuğunda şok olduk. Memleketi sorduk, Erivam dedi. Havalimanına kadar bizi götürdü ve çok ısrar etmemize rağmen bizden para alamdı.
Türkiye’de baklava tatlısı çok meşhurudur. Baklavayı OMSK’un bir pazarında gördüğümde şok oldum ve çok sevindim. Satıcı kadınla konuştum, Ermeni olduğunu söyledi. O günden sonra 4 yıl boyunca her hafta bize özel baklavalar yaptıJ

Siyasi bir mesele: Benim Rusyada okuduğum yıllarda %90’nı Müslüman ülke olan Türkiye’de başörtü heryerde yasak iken Rusya’da Müslüman başörtülü bayanların üniversiteye rahatlıkla girdiklerini kendim gördüm. Ve halede öyle. Bu beni çok etkilemişti. Bu bir ülkenin demokrasi adına duruşunu gösteririr, Avrupada camiler ve başörtüsü yasaklanırken,hatta Müslüman ülkesi Türkiye’de başörtü sayakken, Rusya’da bunu görmek beni çok şaşırtmıştı. Bu olay bir ülkenin ne kadar güçlü olduğunu, bir toplumun ne kadar eğitimli ve hoşgörülü olduğunu gösterir.

Rus Öğrencilerim: Rusyada son sınıfta staj için okullarda 2-3 ay İngilizce öğretmenliği yaptım. Sarışın beyaz tenli Rus öğrencilerin ingilizce desrlerine girdiğim o 2-3 aylık period hayatımın ne güzel zamanlarından birisidr. Benim yabancı olmam ve Türk aksanıyla Rusça konuşmam onları çok etkiliyordu ve derse daha fazla ilgi gösteriyorlardı. Aramızda müthiş bir sevgi oluşmuştu. Derslerde aktif  olanlara çikolatalar hediye ediyordumJ. Ama ders sonunda, dayanamaz, çikolata alamayan öğrencilerede çantamda getirdiğim diğer çikolataları veriyordum üzülmesinler diye. Bunu gizli gizli yapıyordum ama onlar  kendi aralarında bunu birbirine söylüyorlardı. Nastya ismine çok zeki bir öğrencim vardı. Bir derste bunu dile getirdi. Biz çalışıyorz onlar çalışmıyor neden onlara çikolata veriyorsun diyeJ? Daha sonra, çok çalışkan olanlara 2 çikolata vererek beraber sorunu çözdükJ
Ailemin Türkiye’den gönderdiği cep harçlığını öğrencilerimle paylaşmam ve bunun onların derse daha fazla konsantre olması beni mutlu ediyordu.
Umarım hayatıma büyük anlam veren Rusyada yaşadığım güzel olaylara karşılık Rus halkına azda olsa borcumu ödenişimdir.
Rusyada yaşadığım yıllar boyunca iyi ve kötü bir çok olay gördüm ve bunlar benim için Rusya hakkında tercübe oluştururken, hayatıma ve kendi gelişimeme katkıda bulundu.

Rusyada Son Gün: 2004 yılının yazı. Yurttan ayrılıyoruz. 6 yıl kaldığım odaya son defa baktım. Bomboştu. 6 yıl gözlerimin önünden geçti, mutluluklarım,  sevinçlerim, umutlarım, kaygılarım, özlemim, herşey bir kez daha gözlerimin önünden geçti. Nefes alamıyordum, boğazıma birşey tıkanmıştı sanki. Tarifsiz duygular içerisindeydim. Dışarı çıktım ve valizlerimi taksiye koydum. Arkadaşlarımla vedalaştım. Son kez 6 yıl kaldığım yurda baktım ve takside arka koltuğa oturdum. Şoföre sadece havalimanı diyebildim.
İyide ben Rus halkını neden Düşman görmüştüm?

Ben farkında olmadan çocukluğumda hayranlıkla  izlediğim Rocky Balboa gibi Hollywood filmelerinin, aşağılık siyasilerin kurbanı olmuştum çünkü. Hayranlıkla izlediğim kahramanların aslında beni kandırdıklarını, Rocky Balboa’nın rakibi suratı asık, itici, korkunç görünümlü Rus boksörün aslında Rus olmadığını öğrendim. Hollywood fimlerinin ve aşağılık siyasilerin çocukluğumdan beri bana aşıladığı kin ne nefret duygusunun sihiri Rusya’da bozulmuştu. Artık Rusya deyince aklıma, kızıl ordu, Sovyetler birliği, kızılmeydan, 2.dünya savaşı, komunizm, öldürülen insanlar, devrimler, savaşlar, Stalin, Atom bombaları, kimyasal silah gelmiyor. Rusça öğretmenim Tayana hanım, bizi sibirya soğuğunda arabasıyla yurda bırakan Rus polis, öğrencim Nastya, arkadaşım Aleksandır, 6 yıl yaşadığım yurt, Omsk Devlet Üniversitesindeki öğretmenlerim, çocukları gibi bizimle ilgilenen dekanım, arkadaşlarımızla yaptığımız futbol maçları, irtiş nehirin kenarındaki piknikler, noel bayramları, ramazan bayramları, paskalya, kızı için ‘’ çiçeklerim’’ diye ağlayab Rus anne, beni tedavi eden Rus doktor, derslerde yazmaya yetiştiremediğim için sürekli defterini aldığım KatyaJ, param bittiğimde borç aldığım AleksandrJ. Artık alıma bunlar geliyor Rusya deyince.

Ruslar hakkında söyleyebileceğim en önemli olumsuz şey, Rus öğrencilerin, sınavlarda kopya çekme noktasında bizim kadar başarılı olamadıkalarıdırJ

Bir milleti, kültürü, inancı, ideolojiyi kişiler üzerinden değerlendiremezsiniz, bunu Rusya’da öğrendim. Aslında dünyada söylediğiniz her söz, yaptığınız her şey sizin iç dünyanızla alakalıdır. Dünya’ya nasıl baktığınız önemli.
Rusya’da tabii ki bir çok ülkede olduğu gibi sorunlar var ama nerede yok ki? Rusyada en büyük problemlerden alkol diyoruz, Türkiye’de cehalet, amerikada evsizlik ( 20 milyondan fazla sokakta yaşayan insan var) başka bir yerde terör. Sorunlar her yerde ,insan kendisinin olmadığı yeri güzel sanırmış. Hayır öyle değil. İnsanın  yaşadığı yeri cennete çevirmeside cehenneme çevirmeside kendi elinde.

Her şeyi  yazmaya kalkarsam bir kitap olur, o yüzden burada bitiriyorumJ. Beni medyanın ve politikacıları aşağılık propagandalarından kurtulmamı sağlayan herkese; başta bana imkan veren aileme ve Rusyada geçirdiğim her anda ( iyi yada kötü) rol alan kahramanlara teşekkür ediyorum.

















Rusların dünya edebiyatına, bilime, teknolojiye  yaptıkları katkıları burada anlatmaya kalksam günlerce yazmam gerekir herhalde.

Ama ne acıdırki, yeni yetişen Rus gençler bunlardan habersiz yetişiyor. Tarihleri binlerce isimsiz kahramanlarla doluyken onlar Hollywood filmlerindeki sahte kahramanlara özeniyorlar, buda burada yazmak zorunda olduğum bir gerçek.

Rus tarihinede baktığımızda ibretlik olayları görüyordum. Mesela Çarın esir aldığı Türk komutan Osman paşayı esirler arasından alıp ona kılıcını geri vermesi. Çeçenlerin ünkü komutanları Şeyh Şamili Çarın yakalatması ama serbest bırakması. Sarıkamışta yüzbinden fazla donarak ölen Türk askerini gören Rus komutanın Çara yazdığı duygusal mektup ( bizzat okudum).

Düşmanını esir almış , istese öldürebileceği halde serbest bırakan bir çarın yetiştiği kültürü, düşünebiliyormusunuz? Bu kültürü aşağılamak kimin haddine?


Şayet Rusyada, Petr1 sigarası içmemiş ve sibirya soğu yüzünüzün derisini kaldırmamışsa, sokakta çekirdek satan ninelerden 10 rublekik tuzlu çekirdek almışsanız, kışın buzlu nehirlerin üzerinde yürümemişseniz, kayak yapmamışsanız, marşurtlara binmemiş, tren yolculukları yapmamışsanız, Rus köylere gidip kvaz içmemişseniz, kefirden haberiniz yoksa, Rus banyosuna gitmemişseniz, Rus halkının acılarını paylaşım mutluluklarda kendizini sokalara atmamışsanız, Rus milli takımının attığı gollere sevinmemişseniz, Rus annelerin acılarını hissetmemişseniz, ayaklarınız çamurlu olduğu için yurttaki temizlikçi nineden en ağır küfürleri duymamışsanız, Rusyanın o muhteşem bağımsızlık günü kutlama törenlerine katılmamışsanız,  paskalyada boyaladığınız yumurtaları Rus çocuklara hediye etmemişseniz, yani Rusyada Ruslar gibi yaşamayıp onlara tepeden bakmışsanız, aşağılık ve düşman görmüşseniz Rusları anlayamazsınız  ve böyle aptalca , nefret dolu yazılar yazarsınız 



Dip not olara. Google hakkında ilk açlışmalaramı orada yapmaya başladım. Rusların arama motorları algorıtmaları üzerinde geniş çalışmalaarı vardı, zaten yandex in Rusyada Googleyi geçmesi bunun en iyi göstergesi.